25 Aralık 2013 Çarşamba

NİŞANIM, NİŞANLIĞIM VE MUTLU BEN :)


Merhabalar, En son tanışmalarda kalmıştık değilmi ? Çok telaşlı oluyor derlerdi de inanmazdım .. Meğer ne karmaşık ne telaşlı işlermiş bu evlilik işleri :)
Evet tatlı telaşlar, ama yormuyor da diyemeyiz değilmi ?
Neyse ki çoğu ailede olduğu gibi zıtlaşmalar üzücü hadiseler yaşanmadı bizde, bunun için çok şükür rabbime..Bu süreci kısaca özetlemek gerekirse, tanışmalar bittiken sonra sözüm oldu, bununla ilgili post hazırlamıştım zaten, sonra birden ortadan kayboldum :) çünkü inanın kızlar çok yoğunum. Öyle bir kaos un içinde buldum ki kendimi :( inanamadım. Eğer sizde benim gibi detaycı ve garanticiyseniz, hiçbir ayrıntıyı başkasına bırakmayıp herşeye siz kosturuyorsanız eminim sizde çok yorulmussunuzdur.Nişan alışverişi denen birşey var mesela dışardan nekadar güzel geliyor kulağa :) ama ben nişandan sonra aylarca mağazalara giremedim, alışverişten bıkacağım hiç aklıma gelmezdi. Neyseki şuan eski benim :D
Gelelim fotoğraflara;


Not: Nişanlığımın tasarımı bana aittir, isteyen arkadaşlar çok uygun bir rakama nişanlığımı kiralayabilirler..:) 

15 Temmuz 2013 Pazartesi

İNSTAGRAM HESABIMA DAVET..




Merhaba kızlar, uzun zamandır yokum ve sizlere mahcubum :( maillerinizi alıyorum, çok teşekkür ederim.Artık benmde bir instagram hesabım olsun dedim ve sizleri davet etmek için geldim. Ramazan boyunca pek post giremeyecek gibi görünüyorum :S instagram kombinlerimi paylaşmam açısından daha kolay bir yol :) Bana BU ADRESTEN# ulaşabilirsiniz..Teşekkür ettim şimdiden ;)
Sevgiler..

28 Haziran 2013 Cuma

İSTEYENLER İÇİN SÖZ KIYAFETİMİ KİRALIYORUM :)

Merhaba kızlar, size söz veripte tutamadığım çok az oluyor, nuda onlardan biri resmen bir fotoğraf çekip koyamadım şuraya :( kusuruma bakmayın nolur..elimde olan fotoğraflardan bir kolaj yaptım :) az çok model belli oluyor..Çok severek giydim elbisemi,herkes de çok beğendi,umarım sizlerde beğenmişsinizdir.
Evde söz yapmak isteyip de söz kıyafetimi soranlar için şöyle bir fikir geldi aklıma..Söz kıyafetimi çok uygun fiyata isteyenlere kiralamak,böylelikle evde söz yaptığı için çok masraf etmek istemeyen arkadaşlar da o telaşı kolaylıkla atlatmış  olurlar :)Hemde benim tasarımım bir kıyafeti başkalarının giymesi beni mutlu eder.. Nasıl fikir?

24 Haziran 2013 Pazartesi

FERAH YAZ ŞIKLIĞI / FUSYA-BEJ..

Selam kızlar,nasılsınız bakalım? Ben yine bir pazartesi gününe yorgun başladım :) ama keyfim yerinde çok şükür.Haftasonum biraz hareketliydi dinlenemeden işe geldim :) Cumartesi günü yeni ailemi yemeğe davet ettim :) ilk kez bize yemeğe gelecekleri için herşey kusursuz olsun istedim,çok uğraştım ama değdi sanırm :)
Kahvaltıdan sonra muıtfağa girip akşama ancak çıkabildim , hiç bukadar uzun kalmamıştım sanrım :) neyseki bu durumdan şikayetçi değilim, yemek yapmayı özellikle de yeni tarifler denemeyi seviyorum :) o günü güzel bir şekilde geçirdikten sonra pazar günü de uyuyamadım :D çünkü arkadaşlarla sarıyer e kahvaltıya gittik, çok eğlenceliydi,bol bol fotoğraf çektik ama onları değil sadece kombinim için olanları ekleyebiliyorum :)
Bu arada hala söz kıyafetimi paylaşamadım, sözde hiç boydan bir fotoğraf çektirmemişim :S sonradan farkettim. Tekrar giyip sizler için fotoğraflamam lazım :) ne yakın zamanda inşallah..Neyse kızlar şimdilik benden bukadar, kendinize çok iyi bakın..Sevgiler..




Gömlek : KOTON / Ceket : MANGO / Pantolon etek : ZARA / Ayakkabı : ZARA / Çanta: HM / Kolye : KOTON / Eşarp : VAKKO

13 Haziran 2013 Perşembe

BU DA MI 'AĞAÇ' İÇİN?

Merhaba hanımlar, şu zamana kadar gezi parkıdır eylemlerdir hiçbir şekilde yorum yapmadım, gerçekten ağaç için ,doğa sevgisi için eylem yapanlara saygı duydum, ama bu sabah okuduğum şu haber beni gerçekten çok üzdü ve sinirlendirdi, sizlerle paylaşmak istedim..Olay Ağaç değil başka birşey! Yazıyı sonuna kadar okumanızıı tavsiye ediyorum kızlar, minicik bir bebeğe el kaldıranlar sözde ağaç seven insanlar !Yazık..

eylemler
 Elif Çakır


Z.D, dehşet anlarını anlattı: Bir taraftan ‘Bu üllkenin gerçek sahibi biziz, anladınız mı ulan’ diye bağırıyorlar, bir taraftan tekmeliyorlardı. ‘Kutsal başörtüsüymüş, görün bakalım kutsalı, size neler yapacağız’ diyerek aklınızın bile almayacağı şekilde küfrettiler, vurdular, vurdular...

BAŞBAKAN ERDOĞAN’IN, ‘YERLERDE SÜRÜKLEDİLER’ DEDİĞİ ANNE STAR’A KONUŞTU

Tam bir haftadır kalbimin üzerinde bir ağrıyla yaşıyorum ve her geçen gün o ağrının şiddetiyle yüreğim biraz daha sıkıştığını hissediyorum.

Günlerdir olur olmaz yerde kusuyorum. Kusuyorum, kusuyorum, kusuyorum ama bir türlü içimdeki o lanet olası şey çıkmıyor.

En olmadık yerlerde ağlamaya başlıyorum ‘niye ağlıyorsun? dedikleri anda boğazıma kocaman bir yumru gelip tıkandığını hissediyorum.

Günlerdir elimde tuttuğum bir fotoğraf karesiyle izliyorum, televizyonlardaki Gezi Parkı eylemcilerinin ‘masumiyetini’ anlatan haberlerini.
Esprili çocuklarmış!
Çevre duyarlılığıymış!
Yaşam tarzına müdahaleymiş!
Erdoğan diktatörmüş! AK Parti demokrasi konusunda samimi değilmiş!

Elimde 25 yaşında bakmaya kıyamayacağınız kadar masum, gencecik bir anne ve altı aylık bebeğinin fotoğrafıyla izliyorum olan biteni.

Ve geceleri bir albasması gibi çöküyor üzerime, bağırıyorum bağırıyorum ama kimsecikler duymuyor, sonra sesimin çıkmadığını çıkamadığını fark ediyorum.

Yüreğimdeki o sıkışmışlık hissiyle, çaresizlik hissiyle günlerdir elimdeki o fotoğraf karesini o annenin ve bebeğinin yaşadıklarını herkesin hepinizin gözünün içine sokup ‘Bu mu masumluğunuz? diyerek avazım çıktığı kadar bağırmak istedim... Ama sustum. Hepimiz sustuk. Ben ve olayı bilen bütün arkadaşlarımız tek kelime etmeden sustuk.

Soru sormaya utandım

‘Efsane’ demiştik ‘Provoke amaçlı uydurma haber’ demiştik ‘Özür dileriz’ diyeninden...

Gezi’si de batsın Topçu Kışlası da, böyle bir gözü dönmüşlüğü artık savunmamız mümkün değil diyeninden Gezi Parkı masumiyetini yitirmiştir diyenine...

O gencecik anne ve altı aylık bebeğiyle savcılığa suç duyurusunda bulundukları günün akşamında buluştum.

O kadar zarif bir o kadar naif gencecik bir anne henüz 25 yaşında.

Ve yanında bebek arabasının içerisinde mini minnacık altı aylık bir kız bebeği. Minicik ayakları ve kolları, gözü dönmüş caniler tarafından tırmalanmış o minicik sabi, o kadar sevimli o kadar pozitif ki bebek arabasının içerisinde ağzında emziğiyle sürekli gülümsüyor.

Ben hiç araya girmedim. Hiç soru sormadım. Hem soru sormaya utandım. Hem de eğer sorarsam anlatmaktan vazgeçer diye korktum.

Çünkü kayınpederi, yaşadıklarının kendisi adına utanç verici bir şey olmadığını, bunun kendisine özel bir durum olmadığı konusunda ikna etmeye çalıştığını biliyordum.

Ve iki gün boyunca haber bekledim ‘ne kadarını anlatırsa o kadarını dinleyeceğim’ diye... O anlattıkça benim gözlerim büyüdü. O vahşeti gözümde canlandıramadım bile...

Sarsıldım.

Başörtüsü haa... Vurun şuna...

Genç anne ‘biliyor musunuz bebeğime bile acımadılar’ diyor utanç içerisinde yüzüme bakmadan.

Gözlerini bir yere sabitledi hiç ama hiç yüzüme bakmadan, kısık bir sesle, sanki çok gizli bir şey anlatıyormuş tedirginliğinde anlatmaya başladı.

“Ağaçlar kesilmesin Taksim’e AVM yapılmasın diyerek bir grup duyarlı insanların Gezi Parkı’nda eylem yaptıklarını biliyordum. Arkadaşlarımla birlikte Cumartesi günü Adalar’a gitmeyi planlamıştık. Gittik. Ve Adalar’da olduğumuz için gün içerisindeki gelişmelerden haberim olmadı. Telefonumda şarjım bitmek üzereydi, eşimi aradım ve geleceğim saati söyledim kendisine. Tam tahmin ettiğim gibi vapurdayken şarjım bitmiş. İskelenin oradan bir telefonla eşimi arayıp geldiğimi haber verdim o da yolda olduğunu söyleyip iskelenin karşısına geçmemi söyledi.

O esnada Kabataş’taki kalabalığı fark ettim. Gezi Parkı eylemcilerine destek eylemi olduğunu düşündüm.

Elimde bebek arabası yolun karşısına geçtim.

Ve beklemeye başladım.

Bir anda ‘Bakın Tayyip’in ...... burada gelin onu...’ diyen sesler duydum ve arkama baktığımda 25-30 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim kadınların bana karşı öfkeli bakışlarını görünce benden bahsettiklerini anladım.

Ne olduğunu anlayamadığım bir anda üzerleri çıplak, elleri deri eldivenli, başlarında tuhaf bantlı 70-100 kadar adamın ortasında kaldım.


Bebek arabam elimden gitti.

Bir kadın “Ne geldiyse bu ülkenin başına bunların başörtüsü üzerinden geldi vurun şuna” deyince, bir adam arkamdan tekme tokat vurmaya başladı.

Sonra bağırmaya başladılar. Devrim yaptıklarını, ihtilal yaptıklarını, ülkeyi bize teslim etmeyeceklerini, Erdoğan’ı asacaklarını, Erdoğan’ı da hepimizi de tek tek .....

Bir taraftan “Bu üllkenin gerçek sahibi biziz anladınız mı ulan” diye bağırıyorlar, bir taraftan tekmeliyorlardı.

‘Kutsal başörtüymüş, görün bakalım kutsalı size neler yapacağız’ diyerek aklınızın bile almayacağı şekilde küfrettiler, vurdular, vurdular... ‘Asacağız Erdoğan’ı anladın mı’ diye bağırdılar.

Hangi birini söyleyeyim nasıl anlatayım yaptıkları küfürleri. Bir amcaydı sanırım müdahale etmeye çalıştı onu da öldüresiye dövdüler kızıyla birlikte.

Sonra uzaklaştılar. İnönü stadına doğru uzaklaştılar. O sırada tamamen kendimi kaybettim. Ondan sonra ne olduğunu hatırlamıyorum. Kendime geldiğimde üzerim idrar kokuyordu. Yerimden kalktım bebeğimi bulmaya çalıştım.

Artık haber dinleyemiyor

Bu genç gelin İstanbul Bahçelievler ilçe Belediye Başkanının gelini Z.D.

Hiç oraya buraya olayı çekmeye çalışmayın. Bu vahşeti yapanlar, o genç anneye bir siyasetçinin gelini olduğu için yapmadılar.

Olay yargıya intikal etti.

Valiliğin emniyetin elinde mobese kayıtları mevcut. Her saat başı yıkanma ihtiyacı hissediyor. Dışarıya çıkamıyor. Altı aylık bebeği sütten kesildi. Televizyonlara bakamıyor. Gezi Parkı eylemleri deyince panik atak geçiriyor. Yaşanan vahşet sadece bu olsa birkaç marjinal ortalığı provoke ediyor der geçeriz.

Ama öyle değil
Bugün Gazetesi’nden Zeynep Ceylan’ın başörtülü ablasına metroda ‘Ben senin gibi böceklerle savaşmaktan geliyorum’ diyerek tekme tokat saldırıp küfredildi.

Bu olayda yargıya intikal etti.
Eski AK Parti Güngören ilçe başkanı Abdullah Başçı yine Gezi Parkı eylemlerine destek veren gruplar tarafından aynı sebep ve öfkeyle boğazından bıçaklandı.

Bu olay da yargıya intikal etti.
Halk dersini verecektir

Ve yargıya intikal etmeyen ‘Tayyip’i asacağız bu ülkeyi size bırakmayacağız’ diyerek dövülen, küfredilen onlarca başörtülü kadın. Şimdi kalkıp bir kez daha Gezi Parkı eylemleri masum, burada başörtülü, başörtüsüz, dinlisi dinsizi her görüşten, inançtan insanlar buraya toplanıyor bizim bir tek amacımız özgürlüklerimiz desenize.

AK Parti niye miting yapıyor diyenler, ortamın gerilmemesi için AK Part miting yapmasın diye vıdı vıdı edenler... AK Parti tam da bu sebeplerden dolayı o mitingleri yapmalı.
O mitingleri yapmalı ki ‘Tayyip’i devireceğiz bu ülkeyi geri teslim alıyoruz’ diyen it kopuk gerçekte ne olduğunu anlayıp hezeyanlarından vazgeçsinler. Darbe hezeyanlarına tutulmuş çapulcular, sizi bırakın CNN’i İnterneyşınılı gelse kurtaramaz.

Menderes’i ASTINIZ, Özal’ı ZEHİRLEDİNİZ ama Erdoğan’ı YEDİRMEYECEK bu halk size...

İNFİALE SEBEP OLUR DİYE İÇİMİZ KAN AĞLAYARAK SUSMAYI TERCİH ETTİK
Öfkemize sahip çıktık. Evlerinde oturup ‘Koşun! Taksim’de, Hatay’da, İzmir’de, Beşiktaş’ta, kan gövdeyi götürüyor. Polis masum insanlara şiddet uyguluyor!” vesaire vesaire diyerek sosyal medyadan çığırtanlık yapanlara televizyonlara çıkıp ‘Erdoğan diktatörleşti, diktatöre karşı sokaklara dökülüyoruz’ diyenlere rağmen sustuk.

Gezi’deki gençleri arkasına alan gözü dönmüşlere rağmen sustuk. Çünkü o gözü dönmüşlerin, ülkeyi kaosa sürüklemek adına o gençlerden birkaçını dahi hiç acımadan öldürebileceğini gördük ve ÜLKEDE BİR İNFİAL OLMASIN DİYEREK SUSTUK.
Susmak, konuşamamak ne zormuş Rabbim diyerek sustuk hem de...

Nihayet...

Salı günü Başbakan Erdoğan AK Parti grup toplantısında ‘Çok önemli bir yakınımın gelinini yerlerde sürüklediler’ deyince yeniden ağlamaya başladım. Geçen hafta Abdülkadir Selvi’yle telefonda konuşmuştuk. Sarsıla sarsıla ağladığımı hatırlıyorum. Abdülkadir ‘Elif yazılması lazım yazmalısın!’ dediğinde ‘Bu iğrençlik nasıl yazılabilir, nasıl kağıda dökülebilir ki... Ya başka kötü şeylerde olursa’ deyip susmamız gerektiğini söylemiştim.

Zira gazetemin yöneticileriyle birlikte ‘Bu dönemde sakin olalım. Gezi Parkı’nda gerçekten samimi gençler ve insanlar var.

Susmak zor. Ama bir infiale sebep olur!” kararı almıştık. Gerek Gezi Parkı eylemlerinin arkasında başka oyunların olduğunu anlatabilmek adına gerekse de Erdoğanfobiklerin gözünün ne kadar dönmüşlüğünü anlatabilmek adına, kimlik deşifresi yapılmadan ve oldukça makul bir dil kullanarak ‘genç bir anne ve altı aylık bebeği’ kodlamasıyla sosyal medyada yazıldı.

Gezi Parkı eylemleri süresince açılan binlerce feyk hesap üzerinden ve Gezi provokatörlerince, arkadaşım Halime Kökce, ben ve ‘anne bebeği’ haberini twetter’den reetwet yapanlara ağza alınmayacak küfürler savruldu.

Elbette yaşanan hadiseye inanamayanlar hatta bunun bir ‘karşı savunma ve internet efsanesi’ olduğunu söyleyen arkadaşlarımız da çıktı.

Başbakan Erdoğan’ın AK Parti grup toplantısından sonra Abdülkadir Selvi ‘Başbakanın sözünü ettiği gelin’ başlığıyla köşesinde yazabildiği kadarını kaleme aldı. Görünen o ki ‘İnsanın kanını donduracak kadar korkunç onlar utanmıyorsa biz niye utanalım yazılmalı’ diyen Abdülkadir Selvi de bazı şeyleri açıkça yazmaktan haya etmiş.

Abdülkadir’in yazısından sonra telefonlarım susmak bilmedi.





10 Haziran 2013 Pazartesi

SÖZ VERDİK :)

Merhaba kızlar;
Sonunda muradımıza erdik ve bu haftasonu sözlendik:)heyecanlı,stresli bol koşturmacalı bir gündü ama en önemlisi mutluyduk :)şuan çok rahatım , ciddi sıkıntı ediyormuşum meğer :) şimdi anlıyorum..
Herşey çok güzeldi hiçbir sıkıntı çıkmadı şükürler olsun.Şuan üzerimdeki yorgunluğu atmam gerekiyor,ve bunların gerçek olduğuna inanmam:)O yüzden bekleyenler için böyle kısa bir post hazırladım..Detayları daha sonra paylaşıcam tabiki:) elbisemi merak edenler var bekliyorlar, bu fotoğraf ipucu olsun :) devamı kısa süre sonra inşallah..
Dualarını esirgemeyen tüm arkadaşlara teşekkürler..

4 Haziran 2013 Salı

SÖZ TELAŞI/UZUN ARA

Selam  kızlar, nasılsınız bakalım?Ben yorgun heyecanlı ve stresli bir dönemden geçiyorum şu sıra :) blogumla ilgilenemediğim için üzgünüm ama yine de şükür herşeye..Şu ana kadar herşey yolunda,hiçbir terslik çıkmadı :) Dün akşam erkek arkadaşımın ailesi bize geldi ve böylelikle babamda tanışmış oldu, haftasonu sözümüz var kısmetse..Haftasonu sadece ama sadece alışveriş yaptık :)Birkaç parça bişey haricinde  herşey tamam :)Bugün elbisemi bitmiş hali ile teslim alacağım inşallah,umarım tam istediğim gibi olmuştur :)Şal rengim kırmızı, bu ipucunu da buradan vermiş olayım :) Alyans,küpe ve saati de aldık :) herşey tam istediğim gibi,alyans olarak daha önce de söylediğim gibi düz tercih ettim:) saatim bronz,küpelerim de savoroski taşlı :) Perşembe günü geri kalan birkaç parça şeyi almaya çıkıcaz, cuma da malum hazırlıklar.Şimdilik bende durumlar bu şekilde, siz nasılsınız :)?
Dualarınızı eksik etmeyin..Allah'a emanet olun..